63851 entry daha
  • "eğer birbirimizin düşüncelerini okuyabilseydik, bence bunun ilk sonucu, bütün dostluklar sona ererdi; ikinci sonucu çok iyi olurdu, çünkü arkadaşsız bir dünya çekilmeyeceğinden, insanlar birbirleri hakkındaki gerçek düşüncelerini saklama gereksinimi duymadan dost olmayı öğrenirdi."
    (syf: 89)

    (bkz: mutlu olma sanatı)
  • “hepsini unutacaksınız: sizden üstün olanların acımasız gücünü, söylenmiş o düşüncesizce sözleri, budalalıkları, yetiştiremediğiniz işleri, anlayışsızlığı, ihaneti, haksızlığı, aldırışsızlığı, sizi suçlayanları ve suçlayacak olanları, parasızlığınızı, hızla geçen zamanı, hiç geçmeyen zamanı, kavuşamadıklarınızı, yalnızlığınızı, utancınızı, yenilgilerinizi, zavallılığınızı, acıklı halinizi, felaketleri, felaketlerin hepsini, hepsini birazdan unutacaksınız. unutacağınız için memnunsunuz. bekliyorsunuz…” *
  • “her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi.”(bkz: rüzgarın adı)
  • "insan, ruhuyla ilişki kurunca, bir çocuk kadar yalın oluyor..." *
    (bkz: de profundis)
  • oscar wilde - the picture of dorian gray:
    "yaşamın kendisi sanattan daha tuhaftır."

    hermann hesse - siddhartha:
    "bilgelik satılamaz, satın alınamaz, hediye edilemez. bilgelik, yaşanarak öğrenilir."

    virginia woolf - mrs. dalloway:
    "gerçeklerin anlamı yoktur; anlam, duygu dünyamızın derinliklerinde yatar."

    gabriel garcía márquez - yüzyıllık yalnızlık:
    "insanların yaşamak için birbirlerine ihtiyaçları vardır ama bir arada yaşamak için birbirlerine tahammül etmeleri gerekir."

    jane austen - gurur ve önyargı:
    "insanın doğasında var olan bir kusur, bilmediği şeyleri yanlış yorumlama eğilimindedir."

    victor hugo - sefiller:
    "büyük acılar, büyük ruhları ve büyük hataları meydana getirir."

    harper lee - bülbülü öldürmek:
    "gerçek cesaret, bir silahı alıp ateş etmek değil, başını dik tutup, doğru olanı yapmaktır."

    leo tolstoy - savaş ve barış:
    "herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür, ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez."

    virginia woolf - deniz feneri:
    "hayat bir dizi anekdottur; anlamını aramak, anlamı yok etmektir."

    oscar wilde - dorian gray'in portresi:
    "insanın kendisini sevmesi doğal, başkalarının kendisini sevmesi mucizevi."

    ernest hemingway - yaşlı adam ve deniz:
    "insan yenilgiye uğrayabilir ama yenilmez."

    tolstoy - anna karenina:
    "mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz aile ise kendi başına mutsuzdur."

    marcel proust - kayıp zamanın izinde:
    "gerçek keşif yolculuğu yeni manzaralar görmekle değil, yeni gözlerle bakmaktır."

    franz kafka - dava:
    "herkes kendine ait bir dünyanın merkezindedir."

    margaret atwood - damızlık kızın öyküsü:
    "bizi tanımlayan şey başımıza gelenler değil, başımıza gelenlere verdiğimiz tepkilerdir."

    aldous huxley - cesur yeni dünya:
    "gerçek özgürlük, seçim yapma yeteneğidir."

    george eliot - middlemarch:
    "asıl trajedi, insanın amaçlarına ulaşamaması değil, yanlış amaçlara ulaşmasıdır."

    albert camus - yabancı:
    "özgürlüğün başladığı yer, umutsuzluğun bittiği yerdir."

    nikolai gogol - palto:
    "herkes bir şey olmak istiyor, kimse kendisi olmak istemiyor."

    milan kundera - varolmanın dayanılmaz hafifliği:
    "insan ömrü bir anlık seçimler silsilesidir; bu seçimler sırasında yaşadığımız anlar, aslında bizleri biz yapanlardır."

    simone de beauvoir - ikinci cins:
    "insan doğulmaz, zamanla insan olunur."

    jean-paul sartre - bulantı:
    "özgürlük, başkalarının özgürlüğünü sınırlamadan kendimizi gerçekleştirebilme yeteneğidir."

    hermann hesse - bozkırkurdu:
    "kendi içine yolculuk yapmayan, dünyanın en uzak köşesine de gidemez."

    umberto eco - gülün adı:
    "güzellik, bir düzenin düzensizliği içinde saklı olan bir formdur."

    david foster wallace - infinite jest:
    "her şeyin son derece açık ve basit olduğu yanılsamasının altında, korkunç bir karmaşıklık yatar."

    friedrich nietzsche - zerdüşt böyle dedi:
    "eğer uzun süre bir uçuruma bakarsan, uçurum da sana bakar."

    haruki murakami - kafka on the shore:
    "gerçekliğin sınırlarını aşmak, bir rüya gibi hissettirebilir; ama gerçekliğin dışında başka bir gerçeklik olduğunda, bu nereye kadar sürebilir?"

    jose saramago - blindness:
    "eğer bir insan diğerine ne olduğunu göremiyorsa, gerçekte birbirlerine ne olduklarını asla bilemeyecekler."

    yaşar kemal - ince memed:
    "insan bir kere sevince, öbür sevgileri de, acıları da göğüsleyebilir."

    ahmet hamdi tanpınar - saatleri ayarlama enstitüsü:
    "hayat, bütün büyük sözlerin küçüldüğü yerdir."

    sabahattin ali - kürk mantolu madonna:
    "kimseyi sevememek, hiçbir şey yapamamaktan, hiçbir yere ait olamamaktan daha beterdir."

    haldun taner - şişhane'ye yağmur yağıyordu:
    "insan, kendi içindeki boşluğu ne ile doldurursa, o olur."

    nazım hikmet - memleketimden insan manzaraları:
    "öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından."

    yusuf atılgan - anayurt oteli:
    "insanlar beni anlamıyor, belki de anlaşılmak istemiyorum."

    adalet ağaoğlu - ölmeye yatmak:
    "insan ne kadar az şey bilirse, o kadar mutludur; bilgi acıdır."

    yusuf atilgan - aylak adam:
    "dünyada her şey bir insanın ruhunda olduğu gibi karışık ve iç içe."

    füruzan - parasız yatılı:
    "insanı en çok yaralayan şey, sevgisizlikten çok, sevginin yanlış anlaşılmasıdır."

    necati cumalı - susuz yaz:
    "bazen susmak, konuşmaktan daha çok şey anlatır."

    nazım hikmet - davet:
    "yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine,
    bu hasret bizim..."

    virginia woolf - dalgalar:
    "her insanın hayatı, kimseye anlatılamayacak kadar derin ve karmaşıktır."

    fyodor dostoyevsky - karamazov kardeşler:
    "insanın ruhu bir orman gibidir; kendi yollarını ve gizli köşelerini bile tam olarak bilemezsiniz."

    milan kundera - varolmanın dayanılmaz hafifliği:
    "insan, hayatının anlamını yalnızca yaşarken değil, aynı zamanda kendi hayatını düşünerek de bulur."

    albert camus - yabancı:
    "gerçek mutluluk, arzulanan şeylere ulaşmakta değil, onlarsız yaşamayı öğrenmekte yatar."

    kurt vonnegut - mezbaha no. 5:
    "öğreneceğimiz tek şey, her zaman daha fazla öğrenmek olduğunu öğrenmektir."
  • kiap okuyan mı var ki yazalım iz bırakan cümleleri.
  • "ben bu kulaklara göre ağız değilim."
  • "insanları seviyorum ama kendi kendime şaşıyorum da, diyordu: insanlığa olan sevgim arttığı ölçüde kişilere olan sevgim azalıyor. insanlığa hizmet yolunda büyük işler başarmayı düşlüyorum sık sık, gerçekten de insanların mutluluğu uğruna çarmıha gerilmeye bile giderim belki, ama öte yandan bir insanla aynı odada iki gün yalnız kalmaya dayanamam, bunu deneyimlerimden biliyorum. bana yakın olunca kişiliği onurumu eziyor, özgürlüğümü kısıtlıyor? gelgelelim, kişilerden nefret ettiğim ölçüde insanlığa olan sevgim artıyor.''

    karamazov kardeşler
  • “değiştirebileceğimiz şeyler ile değiştiremeyeceklerimizi birbirinden ayırmak çok önemlidir. ne kadar dilersen dile olduğundan daha uzun ya da daha kısa olamayacak ya da daha farklı bir ülkede yeniden doğmayacaksın. ne kadar çabalarsan çabala birini seni sevmesi için zorlayamazsın. tüm bunların yanı sıra bu değiştiremeyeceğin şeyler uğruna kendini yıpratarak harcadığın zamanı aslında değiştirebileceğin şeyler için ayırabilirdin.”

    (bkz: ryan holiday) - (bkz: stoacının günlüğü)
  • "duygularını ifade edebilmek için bakkal, bakkal gibi; bahçıvan da bahçıvan gibi düşünebilseler, kendilerine yakışacak bir ifade coşkunluğuna kavuşacak zamanı bulabilselerdi bütün şehir, gereksiz edebiyattan temizlenmiş olurdu.

    yazık ki her zaman birinci sınıf bir bakkal, dördüncü sınıf bir edebiyatçının üslubuna özendiği için, onu kullanmak zorunda kaldığı için, edebiyatçılar tarafından edebi bakımdan hor görülmektedir. biz, yani bu dünyanın iki sahibi sen ve ben, bu oyuna gelmeyecek kadar yeterliyiz.

    birinci sınıf matematikçi olmak yolunda bulunan bu iki müstesna genç, lisede matematikten belge almış bir edebiyatçının hakimiyetine boyun eğemez.

    napolyon gibi gururla söyleyebiliriz: 'bizim asaletimiz, bizimle başlar.' "
230 entry daha
hesabın var mı? giriş yap